Bildiğin çeyrek asırlık bir insan oldum. Kimileri gülüyordur bu söylediğime ama sonuç olarak benim içim bir ömürlük yaş şu an 25. Hayatım boyunca içinde ruh, duygu ve tutku olmayan şeylerden uzak durmaya çalıştım. Nitekim hayatın lise sıralarında kurduğun hayallerden çok daha farklı yönde geliştiği gerçeği yüzüme bir tokat gibi çarptı. Şimdi geriye dönüp baktığım zaman, yıllar gittikçe kısalıyor ve büyümek için can atan ben, aslında bunun bir tuzak olduğunu anca 25 yaşında dank edebiliyorum.
Eğer ki 5 sene önce kurduğun hayallerin en azından %50’sini gerçekleştirebildiysen, ne mutlu sana. Nedense ben bu kesime bir türlü kendimi dahil edemedim. Ve sanırım artık acele etsem iyi olacak. Zira bir 5 sene sonra ciddi anlamda bir baltaya sap olmuş olmam gerekiyor. Kimseye çaktırmadığım ama içimde büyüyen paniğin asıl nedeni de bu zaten. 25 yaş, köprüden önce son çıkışın ta kendisi oluyor.
Erkekler adam, kızlar kadın oluyor. Ana, bir de bakıyorum ismimin sonuna “hanım” sözcüğü ekleniyor. Gülesim geliyor bazen bu duruma. Bir zamanlar yediğimin içtiğimin ayrı gitmediği arkadaşlarımla Instagram’dan “like”laşarak iletişim kuruyorum sadece. Herkes o derece kendi hayatı içine gömülmüş.
Geçenlerde, akşamdan sabaha eğlenceleri kaldıramadığımı fark ettim. Bak işte bu harbiden çok pis koydu. Saçımda gördüğüm ilk beyaz tel bile bu kadar koymadı yemin ediyorum. 5 sene önce tekiladan votkaya balıklama atlardım. Şimdi ne midem, ne bedenim kaldıramıyor. Buna gerçekten katlanamıyorum.
İnsan 25 yaşına gelince duygularını kontrol altında tutması gerektiğini öğreniyor. Bu yaşı en çok sıkıcılaştıran da bu. Artık mantık, tutkuların ve heyecanların önüne geçiyor çünkü. Bundan sonra ciddi olan şeylere yoğunlaşmalısın.
Mesela, artık yediklerime de dikkat etmeliyim. Hatta ciddi ciddi spora başlamam şart. Fazla kilolar 25 yaştan sonra yapışıyor insanın vücuduna. Yaşlanma karşıtı kremler filan da kullanmam gerekecek yakında.
Arkadaşlarınızın düğününde halay çekmeye, hatta onlara çeyrek takmaya, kimisinin çocuğu olduğuna şahit oluyorsunuz. Bence 25 yaşın en travmatik kısmı da bu. Erken mi, geç mi idrak edemiyorsunuz çünkü. Bir de lisenin en cool kızının evlenip Beylikdüzü’ne yerleşmesi, üzerinizdeki travmanın etkisini iyice artırıyor.
Bundan sonra çok dikkatli olman gerek. Yaptığın ve yapacağın her şey tüm ömrünü etkileyecek. Karar verirken iyi düşün, “aman ne olacak” deme, sakin ol, panik yapma. “Hayat senindir” felsefesini sakın unutma. Dünyanın gücüne inan. 26’da görüşürüz.
Henüz Yorum Yapılmamış